Bugün kızım anne beni World Trade Center’a götürür müsün dedi. Ben de merakla sordum. Tabii ki götürürüm ama neden? Çünkü orada kendime harika trade yapabilirim diye yanıtladı. Öncelikle yarı İngilizce yarı Türkçe yazdığım için üzgünüm ancak 8 yaşındaki kızım bazı kelimelerin Türkçelerini yeni öğrendiği için, bu şekilde idare ediyoruz. Evet, trade yani ticaret… Ticaret kelimesini kızım benden değil, okuldan öğrendi ki bu da beni epey şaşırttı. Ticaretin içerisinde olan, evin içerisinde hayatımızda sürekli iç içe olduğumuz bu kelimeyi duyarak değil, yaşayarak öğrendi. Nasıl mı?
Bir gün okuldan eve geldi ve anne bak beğendin mi trade yaptım dedi. Ben de ne yaptın diye şaşkınlıkla sordum. Trade yaptım, okulda arkadaşlarımızla trade yapıyoruz. Birbirimizle, sevdiğimiz eşyalarımızı değiştiriyoruz dedi. Eski usul takas sistemini yaptıklarını fark ettim. Çok hoşuma gitti. Doyumsuzca her şeyi almak yerine, kendi içlerinde ekosistem oluşturduklarını ve bu işten de zevk aldıklarını gördüm. Ticaretin incelikleri hakkında konuşmaya başladık. Kurallarımızı belirledik.
- Dürüstlük: Evet, ticarette en önemli unsur dürüstlük ve onun arkadaşı güven… Güven olmadan istikrarlı ticaret yapmak mümkün değil. Günlük kazanımlar elde etmek elbette mümkün ancak uzun vadede asla işe yaramaz.
- Çevre- diğer tabirle ‘Network’: Kızıma çevremizin neden çok önemli olduğunu anlattım. Maddi kaynakların dahi açamadığı kapıların olduğunu, güzel dostluklar kurmanın, arkadaşlarını sevmesinin ve saygı duymasının, arkadaşlarının da ona sevgi ve saygıyla yaklaşmasını sağlayacağını izah ettim. Ticarette de sevilen sayılan bir kişi ile herkesin çalışmak isteyeceğini, okulda arkadaşlarının en güzel oyuncakları onunla trade edeceğinin altını çizdim.
- Alma – Verme dengesi: Evrenin en önemli yasalarından biridir. Amerikanvari tabiri kazan-kazan olan ama gerçekte alma-verme dengesinin yanından bile geçemeyen kavram. Alma – verme dengesi hayatımızda ve ticarette referans noktamızdır. Almayı da vermeyi de bilmemiz gerekir. Alırken şükranla, zerafetle kabul etmek, verirken gönülden vermek, her iki taraf için bolluk ve bereketi katlar.
- Farklılık: Farklı olan kazanır. Farklı bir ülkeye iş seyahatim olduğunda, tüm toplantılarımı bitirdikten sonra, kızıma alışverişe giderim. Daha rahat trade yapsın diye ona nadide parçaları seçerim çok almam, farklı olanı alırım. Az çoktur, minimalist yaklaşımından yola çıkarım. Seçim yaparken 8 yaşındaki kız çocuğunun nelerden hoşlandığını bilmek en önemli noktadır. Bu yüzden ticarette de müşteriyi iyi tanımak, neye ihtiyacı var, neden hoşlanır bilmek buna göre, hizmet ve ürünlerimizi sunmak ticarette başarıyı getirir.